İngilizce türkçe geçmiş zaman cümle örnekleri, simple past tense - Bilgi Ders Ödev Konu Takip 2013
Headlines News :
Bu sitede bulunan konu anlatımları,dersler,örnekler,sorular başka sitelerden alınmaktadır.. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Home » , » İngilizce türkçe geçmiş zaman cümle örnekleri, simple past tense

İngilizce türkçe geçmiş zaman cümle örnekleri, simple past tense

Written By Reis on 23 Aralık 2012 Pazar | 09:18



I began to run.  Ben koşmaya başladım. 
I bit the dog.  Ben, köpeği ısırdım.  
I broke the glass.  Ben , bardağı kırdım. 
I brought your jacket.  Ben ceketinizi getirdim. 
We built all houses here.  Burada bütün evleri inşa ettik. 
I burnt  the CD. Ben, CD'i yaktım.  
I bought these things.  Ben , bu şeyleri satın aldım. 
I caught those birds.  Ben şunlar kuşları yakaladım. 
I chose these fruits.  Ben , bu meyvaları seçtim. 
I came from Ankara.  Ben Ankara'dan geldim. 
I cut my finger.  Parmağımı kesdim. 
I drank a glass lemonade.  Ben bir bardak limonata içtim. 
I drove the police car.  Ben polis arabasını sürdüm. 
I ate the salad.  Ben , salata yedim. 
I fell from stairs.  Ben merdivenden düştüm. 
I fought my boy friend.  Ben, erkek arkadaşımla kavga ettim.  
I found your ring.  Ben yüzüğünüzü buldum. 
I forgot everything.  Ben , herşeyi unuttum. 
I got a bracelet.  Ben , bir bilezik aldım. 
I gave your telephone number.  Ben sizin telefon numarasını verdim. 
I went to Selimiye Mosque.  Ben Selimiye camisine gittim. 
I heard everything.  Ben , herşeyi işittim. 
I hit to the class's door.  Ben , sınıf'ın kapısına vururum. 
I knew the question's answer.  Ben, sorunun cevabını bildim.  
I learnt the examination's date.  Ben , imtihan'ın tarihini öğrendim. 
I left my car to garage.  Ben arabamı garaja bıraktım. 
I made the lentil soup.  Ben , mercimek çorbasını yaptım. 
I met my uncle.  Ben amcam ile görüştüm. 
I paid the book's money.  Ben kitab'ın parasını ödedim. 
I put the flowers to vase.  Ben çiçekleri vazoya koydum. 
I read the big news.  Ben , büyük haberi okudum. 
I ran at once.  Ben derhal koştum. 
I said the bad news.  Ben kötü haberi söyledim. 
I saw you in the school.  Ben sizi okulda gördüm. 
I sold old everything.  Ben , eski herşeyi sattım. 
I sent your present.  Ben sizin hediyeyi gönderdim. 
I shook not the fridge.  Ben soğutucuyu sarsmadım. 
I shut cupboard's lids.  Ben , dolabın kapaklarını kapadım. 
I sat in this restaurant always.  Ben daima bu lokantada oturdum. 
I slept my bed room.  Ben yatak odamda uyudum. 
I spoke my english friend.  Ben ingiliz arkadaşımla konuştum. 
I spent very money.  Ben , çok para harcadım. 
I stood near big tree.  Ben büyük ağacın yanında durdum. 
I stole the big diamond.  Ben , büyük elması çaldım. 
I swam in the river.  Ben ırmakda yüzdüm. 
I took your dress.  Ben sizin elbiseyi aldım. 
I taught my son to write.  Ben oğluma yazmasını öğrettim. 
I told the true.  Ben , doğruyu söyledim. 
I thought the mathematics problems.  Ben , matematik problemleri düşündüm. 
I threw the old tools.  Ben , eski aletleri attım. 
I understood the physics problem.  Ben , fizik problemini anladım. 
I wrote my heart your name.  Ben , kalbime sizin adınızı yazdım. 
I asked your address.  Ben sizin adresi sordum. 
I cleaned the house.  Ben , evi temizledim. 
I cooked the vegetable soup.  Ben , sebze çorbasını pişirdim. 
I filled the soup to bowls.  Ben çorbayı kaselere doldurdum. 
I helped my friend always.  Ben daima arkadaşıma yardım ettim. 
I laughed your friend.  Ben arkadaşınıza güldüm. 
I learned your address.  Ben sizin adresi öğrendim. 
I liked your snake.  Ben sizin yılandan hoşlandım. 
I lived in the Ankara.  Ben Ankarada yaşadım. 
I looked from big house's window. Ben, büyük evin penceresinden baktım.  
I opened the bottle's lid.  Ben , şişe'nin kapağını açtım. 
I owed for the yellow  blouse. Ben, sarı bluz için borçlu oldum.  
I played a horse race.  Ben bir at yarışı oynadım. 
I showed the red dress.  Ben kırmızı elbiseyi gösterdim. 
I smoked last year.  Ben geçen sene sigara içtim. 
I stayed at the Antalya last summer.  Ben geçen yaz Antalyada kaldım. 
I talked there last week.  Ben geçen hafta orada konuştum. 
I translated  first.  İlk olarak ben tercüme ettim.  
I used the washer last week.  Çamaşır makinesini geçen hafta kullandım. 
We walked to the wood.  Biz ormana yürüdük. 
I washed my hands.  Ben , ellerimi yıkadım. 
Did you wash your hands?  Siz ellerinizi yıkadınızmı? 
Did you translate  the book? Siz kitabı tercüme ettiniz mi? 
Did you use the computer last week?  Siz geçen hafta bilgisayarı kullandınızmı? 
Did you like my tortoise?  Siz kaplumbağamdan hoşlandınızmı? 
Did you  fill the soup bowls?  Siz çorba kaselerini doldurdunuzmu? 
Did you write your name?  Siz adınızı yazdınızmı? 
Did you take a pink blouse?  Siz pembe bir bluz aldınızmı? 
Did you begin the school?  Siz okula başladınızmı? 
Did you bite the carrot?  Siz havuçu ısırdınızmı? 
Did you break the cups?  Siz fincanları kırdınızmı? 
Did you bring  the gold box?  Siz altın kutusunu getirdinizmi? 
Did you build  a school?  Siz bir okul inşa ettiniz mi? 
Did you buy a helicopter?  Siz bir helikopter satın aldınızmı? 
Did you catch a bear?  Siz bir ayı yakaladınızmı? 
Did you choose a beautiful flower?  Siz güzel bir çiçek seçdinizmi? 
Did you come here yesterday?  Siz dün buraya geldinizmi? 
Did you cut your beards? Siz sakallarınızı kesdinizmi? 
Did you drink the pomegranate water?  Siz nar suyu içdinizmi? 
Did you drive the skate?  Siz paten sürdünüzmü? 
Did you eat the rice soup?  Siz pirinç çorbasını yedinizmi? 
Did you fall from the chair?  Siz sandalyeden düşdünüzmü? 
Did you fight to the class yesterday?  Sen, dün sınıfa kavga ettin mi?  
Did you find my necklace?  Siz kolyemi buldunuzmu? 
Did you forget my name?  Siz benim ismimi unutdunuzmu? 
Did you get the dinner?  Siz akşam yemeğini hazırladınızmı? 
Did you give my keys?  Siz benim anahtarlarımı verdinizmi? 
Did you go to the theater?  Siz tiyatroya gitdinizmi? 
Did you hear the beautiful news?  Siz güzel haberi işitdinizmi? 
Did you hit the car?  Siz arabaya vurdunuzmu? 
Did you keep the silvers?  Siz gümüşleri muhafaza ettiniz mi? 
Did you know the answers?  Siz cevapları bildinizmi? 
Did you learn the questions?  Siz soruları öğrendinizmi? 
Did you leave the mosque?  Siz camiyi terk ettiniz mi? 
Did you make the homework?  Siz ev ödevini yapdınızmı? 
Did you meet my daughter?  Siz benim kızım ile görüşdünüzmü? 
Did you pay the weapon's money?  Siz silah'ın parasını ödedinizmi? 
Did you put  my car  to garage?  Siz arabamı garaja koydunuzmu? 
Did you read  this beautiful stories?  Siz bu güzel hikayeler okudunuzmu? 
Did you run  this morning?  Siz bu sabah koşdunuzmu? 
Did you say  good morning?  Siz günaydın dedinizmi? 
Did you see  my daughter?  Siz benim kızımı gördünüzmü? 
Did you sell  my stories?  Siz hikayelerimi satdınızmı? 
Did you send  my sweater?  Siz benim süeteri yolladınızmı? 
Did you shake  the jevel's box?  Siz mücevher'in kutusunu salladınızmı? 
Did you shut  the teapot's lid?  Siz çaydanlığın kapağını kapadınızmı? 
Did you sit  yesterday night?  Siz dün gece oturdunuzmu? 
Did you sleep  yesterday night?  Siz dün gece uyudunuzmu? 
Did you speak all day?  Siz bütün gün konuşdunuzmu? 
Did you spend your salary?  Siz maaşınızı harcadınızmı? 
Did you stand in the Anıtkabir?  Siz Anıtkabirde durdunuzmu? 
Did you steal my shoes?  Siz ayakkabılarımı çaldınızmı? 
Did you swim on the sea?  Siz denizde yüzdünüzmü? 
Did you take the newspaper from table?  Sen, gazeteyi masadan aldın mı?  
Did you teach the dance?  Siz dans etmesini öğretdinizmi? 
Did you tell my father?  Siz babama söyledinizmi? 
Did you think the beautiful things?  Siz güzel şeyleri düşündünüzmü? 
Did you throw my new shirt?  Siz yeni gömleğimi atdınızmı? 
Did you understand this subject?  Siz bu konuyu anladınızmı? 
Did you write this subject?  Siz bu konuyu yazdınızmı? 
Did you ask this subject?  Siz bu konuyu sordunuzmu? 
Did you clean this class?  Siz bu sınıfı temizledinizmi? 
Did you cook the vermicelli soup?  Siz tel şehriye çorbasını pişirdinizmi? 
Did you fill the cups?  Siz fincanları doldurdunuzmu? 
Did you help your teacher?  Siz öğretmeninize yardım ettiniz mi? 
Did you laugh this event?  Siz bu olaya güldünüzmü? 
Did you open this subject?  Siz bu konuyu açdınızmı? 
Did you owe for car?  Siz araba için borçlandınız mı? 
Did you play the soccer?  Siz futbol oynadınızmı? 
Did you show my jevels?  Siz mücevherlerimi gösterdinizmi? 
Did you smoke in my room?  Siz odamda sigara içdinizmi? 
Did you stay near my friend?  Siz arkadaşımın yanında kaldınızmı? 
Did you talk near my friend?  Siz arkadaşımın yanında konuşdunuzmu? 
Did you translate this stories?  Siz bu hikayeleri tercüme ettiniz mi? 
Did you use this bus?  Siz bu otobüsü kullandınızmı? 
Did you walk  in the garden?  Siz bahçede yürüdünüzmü? 
Did you wash  my dresses?  Siz elbiselerimi yıkadınızmı? 
Did you clean  my dresses?  Siz elbiselerimi temizledinizmi 
 
Share this article :

0 yorum:

Speak up your mind

Tell us what you're thinking... !

Popüler Yayınlar

 
Support :
Original Design by bilgi